• Nombre de visites :
  • 1035
  • 2/9/2014
  • Date :

Hz. Hasan'ın Sözlerinde Barışın Sebepleri(1.Bölüm)

hz. hasanın sözlerinde barışın sebepleri(1.bölüm)

1- Şeyh Saduk, "İlelu'ş-Şerai" adlı eserinde isnat zinciri ile Ebu Said Ukeysa'ya şöyle bir rivayet dayandırıyor. Bu rivayete göre Ebu Said Ukeysa, İmam Hasan'a (a.s), kendisinin hak yolunda, Muaviye'nin ise sapıtmış ve zalim olduğunu bildiği hâlde, kendisini Muaviye ile barış yapmaya sürükleyen sebebin ne olduğunu soruyor. İmam ona şu cevabı veriyor: "Ey Ebu Said! Ben, yüce Allah'ın kulları üzerindeki hücceti ve babamdan sonra onların imamı değil miyim?" Ebu Said: "Evet, öylesin." diyor.

İmam Hasan (a.s) şöyle devam ediyor: "Peygamberimiz benim ve kardeşim hakkında: 'Hasan ile Hüseyin ayakta olsalar da, köşelerinde otursalar da imamdırlar.' dememiş midir?" Ebu Said: "Demiştir." diyor.

İmam sözlerine şöyle devam ediyor:

"O hâlde ben ayakta olsam da imamım, köşemde otursam da imamım. Ey Ebu Said! Benim Muaviye ile barış yapmamın gerekçesi, Peygamberimizin Damreoğulları ile Eşcaoğulları ile Hudeybiye'den geri dönüşü sırasında Mekkeliler ile yaptığı barışın gerekçesinin aynısıdır. Onların kâfir oldukları tenzil ile Muaviye ve adamlarının kâfirlikleri ise tevil ile sabittir."

Ey Ebu Said! Mademki ben yüce Allah tarafından imamlığa lâyık görüldüm, yaptığım uygulamanın hikmeti belirgin olmasa da, öne çıkardığım ateşkes ve savaş ile ilgili görüşümün akılsızlıkla nitelenmemesi gerekir. Hızır'a (a.s) baksana: Gemiyi deldiğinde, delikanlıyı öldürdüğünde, yıkılmak üzere olan duvarı doğrulttuğunda, bu hareketlerin hikmetini bilmediği için Musa (a.s) bunlara karşı memnuniyetsizlik gösterdi. Fakat Hızır (a.s) ona uygulamalarının hikmetini anlatınca, hoşnutluğunu ifade etti. Ben de öyleyim. Verdiğim kararın hikmetini bilmediğiniz için bana kızdınız. Eğer bu kararı vermemiş olsaydım, yeryüzünde taraftarlarımızdan hiçbiri bırakılmayacak, hepsi öldürülecekti.[1]

Tabersî de "el-İhticac" adlı eserinde, İmam Hasan'dan (a.s) bu sebebin benzerini nakleder.[2]

2- Zeyd b. Veheb Cühenî diyor ki:

İmam Hasan (a.s) Medain'de yaralandıktan sonra kendisine o şartlar karşısında nasıl bir tavır takınacağını sorduğumda, bana şu cevabı verdi:

"Allah'a yemin ederim ki, Muaviye'yi, taraftarlarım olduklarını iddia eden bu kimselerden kendim için daha hayırlı görüyorum. Bunlar beni öldürmeye çalıştılar, eşyamı yağmaladılar, mallarıma el koydular. Allah'a yemin ederim ki, Muaviye'den kanımın akıtılmayacağına dair taahhüt almam, bu taahhütle ailem hakkında güvenceye kavuşmam; bu adamların beni öldürmelerinden, böylece Ehlibeyt'imin ve ailemin mahvolmasından daha hayırlıdır. Allah'a yemin ederim ki, eğer Muaviye ile savaşa girersem, bu adamalar boynumdan tutarak beni savaşmadan Muaviye'ye teslim ederlerdi. Allah'a yemin ederim ki, eğer onunla onurlu konumdayken barış yaparsam bu durum, onun beni esir alarak öldürmesinden veya beni minnet altına almasından daha hayırlıdır. Çünkü onun minneti altına girmek, dünya durdukça Haşimoğulları için bir yüzkarası olur, Muaviye ve arkasından gelecek olanlar bizim yaşayanlarımızı ve ölülerimizi bu minnet borcu altında ezerlerdi." [3]

 


[1]- İlelu'ş-Şeraî, 200

[2]- Biharu'l-Envar, 44/19

[3]- el-İhticac, Tabersî, 148

Büyük Yol Gösterici

İmam Hasan Mucteba (as)dan Rivayetler

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)