• Nombre de visites :
  • 4752
  • 27/2/2014
  • Date :

Çocukları Takdİr etme ve ödüllendİrme-2

çocukları takdir etme ve ödüllendirme-2

İnsan iyi işlerini halktan beklentisi olarak yapması yerine Allah rızası ve halka hizmet için yapması ve iyi işlere alışması gerekir. Böyle olmayan birisi ileride bir makama ulaşınca halka hizmet etmeyi vazife bilmeyecek, içinde rüşvet ve bahşiş olmayan işten kaçacaktır. Bu da çok büyük toplumsal kusurlardan biridir.

Ödülde bu kusurun olmaması için hediye alma ikinci bir alışkanlık haline gelmeyecek miktarda olmalıdır. Çocuk bir işe eğilim gösterince yavaş yavaş hediyeyi kesmek ve çocuğu iyi iş yamaya teşvik etmek gerekir. Çocuk yavaş yavaş vaizfesini yapmağa alışması ve ondan lezzet alması gerekir.

Çoğu anne ve babaların, çocuklara derslerde aldıkları nolar için hediye vererek bu şekilde onları derse okumağa teşvik etmektedirler. Bunun bir miktar etkisi olabilir, ama, büyük bir kusuru da vardır. Bu program çocuğun vazifesini tanımasına ve sorumluluğunu anlamasına engel olur.

Bu çocuklar iyi not alarak hediye almak için ders okurlar. Oysa çocukların yaptıkları her iş karşısında maddi hediye bekleyen kimseler olması yerine sorumluluk ve vazifelerini tanıyan çocuklar olarak eğitilmesi gerekir.

... Mektubunda şöyle yazıyor: Dördüncü sınıftan o tarafa İslamî bir okula yazıldım. Kur'an dersinden çok geriye kalmıştım; hatta bir kelime bile bilmiyordum. Ama sınıf arkadaşlarım Kur'an'ı çok rahat okuyabiliyorlardı. İlk Kur'an dersinde hocamız tatlı bir dille bana, "Hiç Kur'an okuyabiliyor musun?" diye sordu. Üzgün bir şekilde "Hayır" dedim. Hocamız, "Önemli değil" dedi. "Ben sana ders vereceğim ve senin en başarılı öğrencilerimden birisi olacağını biliyorum. İstediğin her şeyi benden sorabilirsin." Hocamızın bu sözüyle öyle bir teşvik olduk ki Kur'an'dan geriye kalmamı telafi etmeye karar verdim. O kadar çalıştım ki, yıl sonuna kadar Kur'an dersinde en iyi öğrencilerden birisi oldum. Hatta bazen hocamızın yerine ders veriyordum ve sabahları başlangıç Kur'an'ını ben okuyordum.

... Aydın fikirli bir babam vardı. Annemin olmadığı bir gün öğretmenlerden bir kaçını yemeğe davet etti. Yemek için gerekli malzemeleri hazırlayıp bana verdi. Ben memnuniyetle yemek pişirmeye başladım. Öğleleyin babam misafirlerle birlikte eve geldi. Sofrayı açtığımda yemek pişirmeyi bilmediğim için tavuklar pişmemiş ve pirinç de hamur olmuştu. Çok üzülmüştüm, babamın beni azarlamasını bekliyordum. Ama beklentimin tam aksine, babam misafirlere beni överek:

Bu yemeği kızım pişirdi, bakın ne kadar lezzetli olmuş dedi. Misafirler de babamın sözlerini doğrulayıp yemeğimi övdüler. Saha sonra babam akrabaların yanında da beni överek teşvik etti. Babamın teşvikleri sonucu eserinde yemek pişirmeye ilgi duydum. Şimdi yemek pişirme ve sofra hazırlamada gerekli yeteneği bulmuş durumdayım.

Ayetullah İbrahim Emini


Çocukları Takdİr etme ve ödüllendİrme-1

Çocuğu Hedefdar Yetiştirmek

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)